26 Ekim 2014 Pazar

Hayat Ağacı Atölyesi 1 yaşında!

26 Ekim 2013..

Bir blog açsak, yaptıklarımızı yayınlasak derken "Hadi bugün açıyoruz!" dediğimiz tarih.. Birimiz hala okula devam ediyor, birimiz çalışıyor. Arda kalan zamanlarda seve seve hatta aşkla, tatilinden boş zamanından alarak bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. Zaman nasıl geçmiş, 1 yıl nasıl olmuş, biz bu güzel dünyayı gerçek anlamda işimiz yapmaya kadar nasıl gelmişiz biz bile şaşkınız. Şimdi birimiz Tekstil Mühendisi, birimiz Endüstri Mühendisi iki ortağız. Hayallerimizi işimize döndürmeye çok inanmış iki can arkadaşız. 

26 Ekim 2014..

Kendimize yaparak başladığımız, sonra sevdiklerimize ulaşan, ardından bambaşka insanların hayatına dahil olan hatırı sayılır ürünlerimiz var bugün bizim. Bu yolda 1 yıl içerisinde öyle güzel insanlarla tanıştık, öyle güzel sürprizlere aracı olduk, öyle çok insanın sevincine dahil olduk ki çok şanslıyız biz. Hiç tanımadığımız insanların belki de en özel armağanlarına dahil olduk, kulaklarımız mutluluklarla çınladı, güzel sözlerinizle kalbimiz hızlandı. Başlarken bir aile olmayı dilemiştik, gerçekten çok güzel bir aile olduğumuza inanıyoruz. Gitgide kalabalıklaşan, sevgiyi saygıyı koruyan bir aile. Bir ağaç gibi kök salmak istemiştik hayatlarınıza, siz bizi çiçeklendirdiniz, renklendirdiniz. Karşılaştığımız üzücü durumlarda dimdik arkamızda durdunuz, sahip çıktınız. Bugüne gelmemizi sağladığınız, bize inandığınız, güvendiğiniz, samimiyetinizi, anlayışınızı esirgemediğiniz, sadece bir alış-veriş ilişkisinde kalmayıp bize dost olduğunuz için sonsuz teşekkür..

Bugün Hayat Ağacı Atölyesi 1 yaşını kutlayan bir bebek bizim için. Hem çok heyecanlıyız hem de çok duygusalız - ki farkediliyor olmalı - :) Kendi çalışma alanımız ve ofisimiz olacak şekilde özene bezene hazırladığımız bir atölyemiz ve sizlerin bize daha rahat ulaşabilmesi için yapımına çalıştığımız bir e-ticaret sitemiz var. Seneyi devirmeden hayata geçeceklerine inanıyoruz. Ürünlerimizi birebir görme şansınızın olacağı, 40 yıl hatrı olduğuna yürekten inandığımız kahvemizi ikram edebileceğimiz, birbirimizi tanıyıp sohbet edebileceğimiz tatlı atölyemizde sizleri görmekten mutluluk duyacağız. 

Bizi bu yolda yalnız bırakmadınız, iyi ki varsınız..

Hepinize sonsuz teşekkür!

Hayat Ağacı Atölyesi'nin yeni yaşını birlikte kutlayalım istedik. 

Bursa'dan kucak dolusu sevgiler.. 



Hayat Ağacı Atölyesi 
 Işıl - Bahar



20 Ekim 2014 Pazartesi

"Balköpüğü Bursa'da Etkinliği" :)

Merhabalar :) 

Bugün farklı olarak katıldığımız şahane bir etkinlikten bahsedeceğiz. Çoğumuzun bildiği, seve seve takip ettiği tatlı Balköpüğü Merve Gizem Oluş evlenerek Bursa'ya yerleşti ve harika bir organizasyonla Bursalı bloggerları kavuşturdu. Biz de onunla tanışma fırsatı yakaladık:) Etkinlik Bursa Almira Hotel'de pazar günü gerçekleşti. Çok çok önceden hazırlıklara başlanmış, her detay düşünülmüştü. Etkinlik saatinden yarım saat öncesinde oradaydık ve bizzat hazırlıkları ile ilgilenirken yakaladık Balköpüğü'nü :) O hazırlanmaya giderken biz de organizasyona çok yardımcı olan arkadaşlarının güleryüzlü karşılamasıyla yerimizi aldık. Birbirimizi rahat tanımak için yaka kartlarına isimlerimiz yazıldı. Meğer kartlarımız bununla kalmıyormuş bizi çekiliş için numaralandırıyormuş :)) 




Hemen girişte şahane bir şeker büfesi kurulmuştu. Çekebildiğimiz bir kaç fotoğrafla hemeeen göstermek istiyorum :) 

Fotoğraf çekimleri için çubuklar, taçlar da masada yerini almıştı. Malum günlerden Balköpüğü'ydüü:)




Şahane pastaya biraz yakından bakalım mıı :) Pastayı tatma şansımız olmasa da cupcake'lere tam puan :))



Etkinliğimiz Merve Gizem Oluş'un "Daha Çok Okunan Bloglar" workshop'u ile başladı. Blog nedir'?, daha iyi bir blog nasıl yazılır, içerik nasıl olmalı, dikkat edilmesi gereken hususlar, SEO kuralları gibi bir çok püf noktadan bahsetti. Yaklaşık 1 saatlik verimli bir workshop oldu, merak edilenler soruldu, yanıtlar alındı. Çok çok teşekkür ederiz :) Workshop'un hemen arkasından Dermokil için bir stand kuruldu ve konuklara ücretsiz cilt bakımı yapıldı, ürünler tanıtıldı. Tabiki tüm bunlar esnasında bloggerlarla keyifli sohbetler, çay kahve de cabası :)

Vee etkinliğin sonuna doğru tatlı bir çekiliş başladı. Ve o zaman tüm bu hazırlıkların gördüğümüz kadarıyla sınırlı kalmadığını anladık. Çünkü çekilişle kazandığımız farklı farklı hediyelerin yanısıra bir de herkese özel bir torba dolusu hediye daha vardı. Balköpüğü sayesinde hem keyifli vakit geçirdik, yeni bloggerlarla tanıştık, blog hakkında bilgiler edindik hem de elimiz kolumuz dolu şekilde otelden ayrılmış olduk :)

Son olarak çekilişten bahsetmek istiyorum. Bendeniz 8 numaramla kartonworks.com'dan bir karton tabure kazandım. Gerçekten de kartonlar tabure olup bizi taşıyabiliyorlarmış öğrendim, çok başarılı :)) Ve gelelim kocaman paketimizden neler çıktığınaaa.. Buyrunuz efendim :)


Gerçekten içinde yok yok! :) Elimi her atışımda bambaşka güzel bir armağanla karşılaştım. Etkinliğin ana sponsoru Pak Maya idi. Çok teşekkür ediyoruz :) Pak Maya ve Koroplast ürünlerinden oluşan dolu dolu kutular eklemişler hediye torbamıza. 





Diğerlerine de şöööyle bir göz atalım, çünkü şahaneler! :) Dermokil'den şampuan ve el kremi, Otacı'dan argan yağı ve doğal sabun, hediyerengi.com'dan mini uğur böceği mini süpürge, Bambum ekmek kesme bıçağı, kozmobio.com'dan Erboristica şampuan ve sabun, mumyak.com'dan şahane bir mum hem de motto'lu ;) "All you need is love is all you need", Özlem Sabun, Zarafetli ve WorkWonders'tan kokulu taş, Ceradolin losyon, Aspire içecek- ki çok merak ediyorum hala deneyemedim -, Hüsnadan keçe bardak altlıkları, Parfümevi'nden mis bir koku ve Kent Kitap Ömer Çoban'dan Aşk Yalnızlık Mıdır? kitabı. Atladığım umarım yoktur, hepsi birbirinden şahane hediyelerimiz için hepsine ve tabiki sevgili Balköpüğü'ne sonsuz teşekkürler! 




Çok çok keyifli bir pazar günü etkinliği geçirdik. Bir sonrakini iple çekiyoruuuuz :) Son fotoğraf da bizden gelsin! :) 




Bir deee unutmadan! Biz bu haftasonu Hayat Ağacı Atölyesi olarak ilk kermesimize katılacağııııız :) Cuma, Cumartesi ve Pazar Ataevler Magazin Outlet Alışveriş Merkezi bahçesinde olacağız. Kaçırmayın gelin, tanışalım :) 


       Çok çoook çok sevgileeeeer! :)))

                                                                             IŞIL 
 Hayat Ağacı Atölyesi

8 Ekim 2014 Çarşamba

"Delirdik, uykuyu kodladık!:)"

Siz de yastığa beş kala uyuyanlardan mısınız? Uyurken bile işine aşıklardan?? Uykuya düşkün, mesleğe aşıklar için bir yastık tasarladık! Uykuyu kodladık :) 
Neden delirdik diyoruz çünkü çok uğraştık!
Normal yastıklarımızın ebatlarından farklı olarak 50x50cm çalıştık. 
Ama emeklerimiz boşa çıkmadı.Biz sonucu çok sevdik.
Peki ya siz? :))



#sizdengelenler olmadan olur mu? :)
Sonsuz teşekkür!





 Bize instagram üzerinden @hayatagaciatolyesi hesabından ve de             hayatagaciatolyesi@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 


Sevgilerimizleee!!

IŞIL

"Hayat kısa, kuşlar uçuyor"




Klasikleşen modelimiz oldu artık Cemal Süreya'dan "Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor".. Ne mutlu bize!

Temamızı farklı renklerde ve farklı modellerde çalıştık. Buyrunuz efendim :)


TURKUAZ ZEMİN ÜZERİNE KOYU KAHVE 


                                                                   

 BEJ ZEMİN ÜZERİNE SİYAH TAM YAZILI

  



 BEJ ZEMİN ÜZERİNE SİYAH TAM YAZILI 
KİŞİYE ÖZEL ÇALIŞMA
REYHAN &CANER

                           

VANİLYA ZEMİN ÜZERİNE KOYU KAHVE 


VEE TABİKİ BEJ ÜZERİNE SİYAH :)




          Bize instagram üzerinden @hayatagaciatolyesi hesabından ve de             hayatagaciatolyesi@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 



Sevgilerimizleee!!

IŞIL









25 Ağustos 2014 Pazartesi

"İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan'lara"


       Siz de içinize işleyen satırları yanınızda taşımayı ister misiniz?:)

"Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok demektir. Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz biz. Uzaklığı yenince aynı yerdeyiz, zamanı yenince hep aynı zaman, aynı anın içindeyiz. Böylece her an için birlikte olacağımızı düşünmedin mi?"     
Jonathan Livingston-Martı


            **Çanta duck keten kumaştan yapılmıştır. İçinde cepli astarı bulunmaktadır.



Herkese zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayan dostluklarla dolu bir ömür dileriz...


                                                                             Sevgiler!







11 Temmuz 2014 Cuma

" Göğe Bakma Durağı "

GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları  da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi 
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat 
Durma göğe bakalım 

                                                    Turgut UYAR


Benim için en özel en kıymetli şiirdir Turgut Uyar'dan "Göğe Bakma Durağı".. Noktasından virgülüne ezbere bildiğim, ilmek ilmek içime işlediğim. 

"Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor" ile başladık, "Durma Göğe Bakalım" ile devam ediyoruz. Siz de bizimle isteklerinizi paylaşırsanız bu koleksiyonu beraber yaratalım. Birlikte işleyelim. Kendimize, sevdiklerimize güzel anılar bırakalım. 

Ve işte yeni Şiirli Yastığımız "Durma Göğe Bakalım"..










Dilerim sahibi de ömrü boyunca göğe bakıp huzur bulacağı, varlıklarına sükredeceği insanlar biriktirir hayatında.. 



                                                                                     Sevgiler !

                                                                                        IŞIL

" Yeni Model Fırat Yastık :) "

Veee gelelim günün 2. postuna :) Bugün durmak yok, bekleyen işler tamamlansın!

Bu işe ilk başladığımız yastık Fırat. O yüzden bizim için önemi büyük. Hem de minik Fırat'ımı kim sevmez :)) 
Bu sefer siparişimiz üzerine hem eski modelimizi hem de yepyeni bir Fırat modeli çalıştık. Biz çok sevdik bakalım siz ne düşüneceksiniz?? 

Buyrunuz o halde eski modelimizden başlayalım :)





Ve sırada yepyeni modelimiz Salçalı Ekmekli Fıraaaaaattttt :)))






Bizim Fırat'lar bu sefer de Mersin yolcusu oldular :))


Mutlu mutlu günlerde kullanııılsııııııınnnnn! :)


                                                                                 
                                                                                                            Sevgiler !

                                                                                             IŞIL

" Çekilişimizin kazananı belli oldu! :) "

Merhaba!

Bugün birikmiş postları girme günüdür :) En son çekilişimizi duyurmuştuk ama sonucunu hesabımız üzerinden paylaşınca buraya fırsat olmadı. Ama burda da arşivlememek olmaz :) 

Çekilişimizi video ile yaptık ve paylaştık. Buyrun videomuz; 



Ve çekilişimizin kazananı Seren Soyhan olduuuu :) Yastığımız Denizli'ye doğru yola çıktı ve sahibine kavuştu. Seren Hanım da bizi kırmadı ve bizimle güzel bir fotoğraf paylaştı. Ne mutlu ki ürünlerimiz hep şahane yerlerde! :)

Buyrunuz Seren Hanım'ın objektifinden Hayat Ağacı Yastığmız; 




Mutlu mutlu günlerde kullanılsııııın! :)



                                                                                              Sevgiler!

                                                                                                  IŞIL 

18 Haziran 2014 Çarşamba

" Atölyede Çekiliş vaaaar!! "

Duyduk duymadıııkkk demeyin, duymayanlara da duyurun!! :) 

Hayat Ağacı Atölyesi olarak instagram hesabımız üzerinden bir "Yaza Merhaba Çekilişi" başlattık. Çekilişimiz 23 Haziran 2014 Pazar Gecesi 00:00'da sona erecek. Ve sonunda aşağıdaki görselde bulunan yastık kazanana doğru yola çıkacak :)



Çekiliş Koşullarımız;


  • Instagram üzerinden @hayatagaciatolyesi hesabımızı takip etmek,
  • Sayfamızdaki çekiliş görselini #hayatagaciatolyesicekilisi ve @hayatagaciatolyesi etiketleri ile paylaşmak! :)

Paylaşımlarınızı görebilmemiz için profilinizin açık olması gerekmektedir. Ve etiket paylaşımlarını doğru yazmaya dikkat etmeliyiz aksi halde sizi göremeyebiliriz:( 

Ve çok çok hassas olduğumuz bir konu daha var! Sadece çekiliş amacıyla açılmış ve bu şekilde kullanılmakta olan hesapların katılımları kesinlikle kabul edilmeyecektir. Hediyemizin gerçek takipçilerimizden birine ulaşmasını diliyoruz çünkü:) 

Ee hadi siz daha katılmadınız mı??!! :))

Sevgilerimizle <3 <3

Hayat Ağacı Atölyesi

16 Mart 2014 Pazar

"Küçük Prens" mi dedin? :)

Çocuklar ve çocukluğunu yitirmemiş büyükler der  Antoine de Saint Exupéry ve onlara çok değer verir.  
Çocuklar ve çocukluğunu yitirmemiş büyükler de kitabı "Küçük Prense" :)

 Yazar dünyayı ve insanları oldukça başka bir bakış açısından değerlendirip Küçük prense her insanda olan değerleri verirken bir çocuğun dünyası göz önüne almış olsa da, siz de yazarın bu hikayeyi her yaştan çocuğa yazmış olduğuna inananlardan mısınız? :)


Bana kalırsa kitapta ki en güzel şeylerden biri de Küçük Prensin farklı bir gezegenden gelmiş olması. Bu ona dünyamıza dışarıdan tarafsız bir gözle bakabilme özelliği kazandırıyor. Belki de bu yüzden dünyamızın kendisine tuhaf gelen yadırgadığı şeyleri kolaylıkla dile getiriyor. 

İçinde bulunduğumuz farklı dönemlerde, farklı yaşlarda, her okunduğunda insana farklı renkler katan bir hikaye.. 

Okuyanların aklında kesinlikle yer ettiğini düşündüğüm kitaptan bir bölüm;


“Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki.
Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”

“Ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.

“Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. Ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”

Ertesi gün küçük prens yine geldi.

“Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim. Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır.

“Gelenek nedir?”

“Bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. 
“Bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. Örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. Perşembeleri kızlarla dansa giderler. Bu yüzden de Perşembe benim için harika bir gündür. Üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. Ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil
yapamayacaktım.”

Böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ve ayrılma vakti geldiğinde

“Ah! Sanırım ağlayacağım” dedi tilki.
“Bu senin hatan” dedi küçük prens. “Ben sana zarar vermek istemedim. Seni evcilleştirmemi sen istedim.
“Doğru, haklısın” dedi tilki.
“Ama ağlayacağını söyledin!”
“Evet, öyle.”
“O halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.”

“Hayır, oldu. Buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. Şimdi git ve güllere bir kez daha bak. O zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. Sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde,
sana hediye olarak bir sır vereceğim.”

Küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.

“Hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. Çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. Ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara.

“Siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. Dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. Ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”

Güller bu duyduklarına çok bozuldular.

"Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.”

Bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü.

“Elveda” dedi.
“Elveda” dedi tilki de.

“Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.”

“Temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. Öğrendiğinden emin olmak istiyordu.
“Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir" dedi.

“İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. Gülüne karşı sorumlusun.”

“Gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. Sonra yoluna devam etti. “



71 yaşında hiç büyümeyen Küçük Prens'in hayranlarını çok mutlu edecek bir sürprizimiz var!! 




El yapımı Küçük Prens kahve fincanlarımız kahve keyfinizine keyif katmaya geldiler :)



Detaylı bilgi ve iletişim için hayatagaciatolyesi@gmail.com adresine mail atmanız yeterli :)


                                                                                                 Sevgilerimle
                                                                                                         Bahar



  

"Hayat Kısa, Kuşlar Uçuyor."

Ne uzun zaman olmuş bloga bakmayalı, ayıp bize! Kapalı hava, yağmur derken bir pazarı daha bitirmek üzereyiz. Ne yapsam ne yapsam derken bugün bol bol okudum, yeni şeyler tasarladım, üretmeye başladım. Sonra aklıma blog geldi. instagram'ın hızına kapılmışız buraları unutmuşuz :( Geri dönmek gerek, kaldığımız yerden devam etmek gerek dedim. Eee o zaman bugün biraz da bizden post yağmuru yağsın! :))


Malum yine zor günler geçiriyoruz ülke olarak. Kayıplar verdik, eksildik, öfkelendik daha da dinmedi dinmez.. Ama insan inanmak istiyor birlik olmaya, şiddeti kenara bırakmaya. Sağduyulu olmaya.. Dilerim bu karanlık günler sona erer bir an evvel, sokaklarda hakkımızı ararken şiddet görmediğimiz, ölmediğimiz! demokratik bir ülke olabiliriz. Halkımızın birbirine kırdırılmadığı, cebimizden rızkımızın çalınmadığı, huzur içinde birlikte yaşayabileyeceğimiz günler diliyorum.

Ama umudu yitirmemek gerek. Bol bol okumak, anlamak, anlatmak gerek. Körü körüne bağlanmamak gerek hiçbir şeye. Sakinleşmek, gelişmek gerek. Eğitimin yanı sıra sanatın da tadına varmak gerek. Sanattır insanı güzelleştiren, yaşamayı sevdiren.

İyi gelir insana biraz müzik, biraz şiir..

"Hayat Kısa, Kuşlar Uçuyor." demiş Cemal Süreya.. Unutmamak gerek.

Sevgili arkadaşım, sıkı takipçim için isteği üzerine bir yastık hazırladım. Aklımda Cemal Süreya'dan mısralar.. Ne güzelmiş böyle çalışmak!

Şiirin için olduğu herhangi birşey çirkin olabilir mi?

Buyrunuz karşınızda "Hayat Kısa, Kuşlar Uçuyor." yastığımız! :)



    Ve bunlar da sahibine ulaştıktan sonraki fotoğrafları. Öyle mutlu ediyor ki sizden gelenler :)







      Siz de şiir aşığıysanız, sırtımı yastığıma yaslar, kahvemi alır kitabımı okurum diyorsanız bize ulaşmanız yeter! :)      hayatagaciatolyesi@gmail.com


                                                                                                         SEVGİLERİMLE..

                                                                                                                  "IŞIL"

17 Ocak 2014 Cuma

" Defne'nin Hayvanlar Alemi Yastığı :) "


Küçük Defne için hayvanlardan oluşan bir yastık hazırladık.

Sevmiş gibi görünüyor! :)

Güzel günlerde kullanması dileğiyle.. 



* Detaylı Bilgi ve İletişim için hayatagaciatolyesi@gmail.com adresine mail atmanız yeterli :) 


                                                         Sevgilerimle :)

                                                               " IŞIL "